4 Temmuz 2024 Perşembe

Dr. Ecz. Metin Uyar İle Röportaj

Bu röportaj 3 Aralık 2022 tarihinde Hürriyet Gazetesi'nde yayınlanmıştır. (Gazetenin web sitesinden okumak için tıklayın). Bu güzel sohbetimizi bir köşe yazısına dönüştüren sevgili Dr. Ecz. Metin Uyar'a ve bizi tanıştıran sevgili Doç. Dr. Hilal Bardakçı'ya teşekkürlerimle...

Yağ Sahtekârlığına Dikkat!


Dr. Eczacı Metin Uyar & Doç. Dr. Nilüfer Orhan

Amerika’da yayımlanan yeni bir çalışma (Çörekotu Bülteni) Türkiye dahil pek çok ülkedeki çörekotu yağı sahtekârlığını ortaya koydu. Çalışma ülkemizde çörekotu yağlarında yüzde 40’a varan oranda sahtecilik yapıldığını gösteriyor. Öte yandan ayçiçeğiyağı da mentol eklenip nane yağı diye satılıyor, kara mürver ürünlerine mor pirinç veya mor havuç ekstreleri koyuluyor. Yağdaki sahtekârlığın sağlığa olumsuz sonuçları bazen ölüme kadar gidebiliyor.

Amerika’da bitkisel ilaçlar, ürünler ve gıda takviyeleriyle ilgili çalışmalar yapan, kâr amacı gütmeyen bir organizasyon var: American Botanical Council (ABC-Amerikan Bitkiseller Konseyi). Geçenlerde konseyin bitkisel ürünlerdeki tağşişatı (bir şeyin içine başka bir madde karıştırma) ortaya koyan bir raporu açıklandı. Ben de bu konseyin konuyla ilgili programında çalışan farmakognozi doçenti Dr. Ecz. Nilüfer Orhan’la görüştüm ve özellikle çörekotu yağındaki hileyle ilgili bilgi aldım. Görünen o ki Türkiye’de çok popüler olan çörekotu yağı Amerika da dahil birçok ülkede de revaçtaymış. Çalışmaya göre çörekotu yağı kalitesi ülkeden ülkeye değişkenlik gösteriyor. Raporda, Türkiye’de satın alınan her 100 üründen 40’ında sahtecilik yapıldığı görülüyor.



Sarı kantaronda çok var

Doç. Dr. Ecz. Nilüfer Orhan “Tağşişat tüm bitkisel ürünlerde olabiliyor ama Türkiye’de özellikle uçucu ve sabit yağlarda çok ciddi bir sahtecilik var” diyor ve üreticilerin yağın fiyatını düşürmek için pahalı yağları ucuz yağlarla karıştırabildiğini söylüyor. Hatta bazen istenen yağ pazarlanan üründe hiç yer almayabiliyormuş bile. Örneğin ayçiçeğiyağının içerisine nane yağına kokusunu veren mentol maddesini ekleyip, bu yağ nane yağı diye satan firmalar varmış. “Kokladığınızda nane gibi kokuyor ama analiz ettiğinizde nane yağı olmadığını görüyoruz. Kara mürver ürünlerine mor pirinç veya mor havuç ekstreleri koyuyorlar” diyor.

Sarı kantaron, gül, bergamot, tarçın, lavanta, oğulotu, nane, çay ağacı, tarçın, sandal ağacı, kekik ve çörekotu yağlarıyla zeytinyağı en çok sahtecilik yapılan ürünler. Öyle ki ucuz yağlara klorofil ekleyerek rengi yeşile döndürüp rafine edilmemiş zeytinyağı diye satılıyormuş. Bu sahtekârlık sonucu ürünler beklenen etkiyi vermiyor, halk doğal ürünlere olan inancını yitirip kimyasal alternatiflere yöneliyor.

Bir başka sorunsa içine farklı maddeler karıştırılan ürünlerin beklenmeyen yan etkilere yol açması... Orhan çörekotu yağına dair vakaları incelerken karşılaştığı örnekleri şöyle anlatıyor: “Çörekotu yağıyla tohumları karışan siyah tohumlu bir bitki (Agrostemma githago) var. Çörekotu diye onun tohumlarını yanlışlıkla toplayıp karıştırıyorlar. O karışan tohumlar, geçmişte ölümlere yol açmış. Hindistan’da çörekotu ve hardal yağları yemeklik yağ olarak kullanılıyor. 1998’de yine başka bir bitkinin tohumundan (Argemone mexicana) elde edilen yağla karışıyor. O yemeği yiyen 3 bin kişi hastalanıyor, çoğu çocuk 65 kişi ölüyor. Çok dikkatli olmak lazım.”


‘Sağlık Bakanlığı onaylamalı’

Orhan, gıda takviyelerine Sağlık Bakanlığı yerine Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından onay verildiğini söylüyor. Ayrıca bu onay süreci beyana göre ilerliyormuş. Yani firma başvurusunu yapıyor, ‘Ürünümün içinde şu bitki, bu madde var’ diyor. Yani analiz yapılmıyor! Oysa bu ürünlerin de ilaçlar gibi sağlığımıza ciddi etkileri var. Hatırlarsınız, sibutramin içeren ve bitkisel diye pazarlanan zayıflama ürünleri birçok kişinin hayatını kaybetmesine yol açmıştı. Bu nedenle Orhan “Bunların analizlerinin de bir ilaçmış gibi Sağlık Bakanlığı tarafından yapılıp ona istinaden onay alması en doğrusu olur” diyor.

Hangi ürünlerini tercih etmeliyiz?

Gerçekle sahte ürünü ayırt etmenin zor olduğunu söyleyen Doç. Dr. Ecz. Nilüfer Orhan “Bu ayrımı gözle yapamazsınız, mutlaka analiz gerekir. Öte yandan bitkisel ilaçlarda reklam yasağı varken gıda takviyelerinde serbest. Bu nedenle içeriği daha az güvenilir bir ürün reklam etkisiyle tüketicinin zihninde kalabiliyor, daha güvenilir olduğu düşünülüyor. Oysa durum tam tersi olabiliyor. Bu nedenle tüketicilere ucuz ürünlere karşı dikkatli olmalarını tavsiye ediyorum” diyor ve şöyle devam ediyor:

- Sabit ve uçucu yağları aktar yerine eczaneden alın.
- Üniversitelerle ortaklaşa ürün geliştiren, ürün analizleri üniversite laboratuvarlarında yapılan güvenilir markaları tercih edin.
- Bir ürünün bitkisel ilaç formu varsa onu alın. Çünkü bitkisel ilaçlar Sağlık Bakanlığı onaylıdır.
- Konseyin bitkisel ürünlerde tağşişat raporlarına ulaşmak internet sitesini inceleyebilirsiniz:
www.herbalgram.org/resources/botanical-adulterants-prevention-program




Baharatta da oluyor

Bitkisel ürünler uçucu ve sabit yağlarla sınırlı değil. Ve ne yazık ki baharatta, bitki ekstrelerinde ve diğer bitkisel ürünlerde de sahtecilik sıkça karşımıza çıkıyor. Doç. Dr. Ecz. Nilüfer Orhan analizlerde karşılaştıkları bazı örnekleri bizlerle paylaşıyor:

“Kırmızı toz biberin içine azotlu sentetik boyalar, zerdeçal içine kurşun kromat ve metanil sarısı eklenerek kalitesiz ürün kaliteli ve çekici gösterilmeye çalışılıyor. Kekik baharatının mikroskop altında incelenmesiyle içinde laden, zeytin, sumak ve mersin bitkilerinin yapraklarına rastlanmış. Safran örnekleri analiz edildiğinde içinde kırmızıya boyanmış mısır püskülleri, nar meyve kabukları, nar meyve lifleri, aspir ve aynısefa çiçeklerinin parçaları görülmüş. Turna yemişi ekstreleri idrar yolları enfeksiyonlarına karşı kullanılıyor. Diğer mor-kırmızı renkli bitkilerden bamya çiçeği, siyah pirinç, siyah fasulye ve kara dut ekstrelerinin turna yemişinin içinde kullanıldığı biliniyor.” Örnekleri çoğaltmak elbette mümkün. Turna yemişi gibi birçok bitki ekstresinin eczanelerde satılan standardize seçenekleri var. Sağlık açısından beklediğiniz faydayı görmek ve karşılaşabileceğiniz risklerden korunmak adına bu ürünleri eczacınıza danışarak temin etmenizi öneriyorum.

29 Kasım 2021 Pazartesi

Mekin Tanker'e Veda

6 Kasım 2021 günü Türkiye, farmakognozi ve eczacılık camiasının en büyük isimlerinden birini kaybetti. Kıymetlı Hocamız Prof. Dr. Mekin Tanker covidle savaşında yenik düştü ve aramızdan ayrıldı. 


Cenazenin ardından öğrencileri, dostları, tanıyanları üzüntülerini açılan facebook grubunda paylaştılar. Ankara Üniversitesi düzenlediği anma toplantısı ile hocanın sevenlerini bir araya topladı.


Bugün Prof. Dr. Bilge Şener Hocamdan bir mesaj aldım. Bilge Hoca Mekin Hoca anısına bir veda kitabı hazırlıyormuş. Facebookta yazdığım veda mesajım Bilge hocama ulaşmış (Prof. Dr. Şenay Küsmenoğlu Hocama teşekkürler). Hoca benim de kitap için birşeyler yazmak isteyip istemediğimi sordu. Ben de böyle değerli bir eserde yer alması için hızlıca bir metin yazdım. Artık Amerika'da yaşadığım için kitabın basılı halini muhtemelen görmeyeceğim, elime alamayacağım. Sıcağı sıcağına metni buraya da aktarmak istedim. 

Eczacılık öğrenciliğim sırasında ismini sıkça duyduğum, ama hiç görmediğim Mekin ve Nevin Tanker ile ilk kez 2004 yılında Antalya’da düzenlenen Bitkisel İlaç Hammaddeleri Toplantısı’nda (BİHAT) karşılaşmıştım. İlk defa bir kongreye katılıyor, son dakika mecbur kalınan bir program değişikliği sebebiyle yüksek lisans tezimi ilk gün sunuyordum. Böyle büyük bir kalabalığa, hele de böyle hocalarımızın hocası olmuş değerlerin bulunduğu bir salonda sunum yapmak, benim gibi bir çömez için hiç de kolay değildi. Sunumumdan sonra, soru cevap kısmında hem Nevin Hoca, hem de Mekin hoca söz aldılar. Ben heyecandan titrer, hata mı yaptım acaba diye düşünürken, onlar öyle kibar konuştular, öyle yapıcı eleştiriler ve katkılar yaptılar ki onları tanıdığım o ilk günü hiç unutmadım.

Bundan altı yıl sonra, bu defa Mersin’deki 19. BİHAT’ta doktora çalışmamı sunduğumda; gülümseyen gözlerle onları salonda görmek yine çok güzeldi. Kongre sonrası ekskürsiyon, Kız Kalesi, Cennet Cehennem, Kanlı Divane gibi tarihi yerleri gezerken de otobüste de uzun uzun sohbet ettik. Yemekte Narlıkuyu’da bir balık restoranında aynı masada karşılıklı oturduk. O sofrada yemekten daha da güzel olan o muhabbetimizi, görüntü veya ses kaydı olarak kaydetmediğime hep üzülürüm. Fotoğraflar o anı bir kareye hapsediyor ama videolar sanki kaybettiğimiz kişileri yaşatıyor gibi, görüntü kayıtlarını izlediğimde sanki o kişi o an yaşıyor veya yanımdaymış gibi... 





Öğrencisi olma şansına sahip olamadığım Mekin hocamız; alanımızda bir duayen, iyi bir araştırmacı ve eğitimci olmanın yanında güler yüzlü, sakin mizaçlı, nüktedan, hoş sohbet ve saygıdeğer bir beyefendiydi. Katıldığım her BİHAT’da Nevin Hoca ve Mekin Hoca’yı en önde görmek, bana bu camiayi farmakognozi ailem olarak hissettirmiştir hep. En büyüğünden en küçüğüne herkese hoşgörü ile yaklaşan, eksikleri, yanlışları nazikçe anlatan, öğreten biri olarak hatırlıyorum Mekin Hoca’yı. Keşke daha çok tanıma, daha çok sohbet etme, birlikte çalışma sansım da olabilseydi.

Akademiye ve Türkiye’ye veda edeceğim belli olduğunda yıl 2018’di. Gazi Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Farmakognozi Anabilim Dalı, düzenleyeceği 23. BİHAT’ın hazırlıklarını sürdürüyordu. Bu belki de benim, Amerika’ya yerleşme kararım sebebiyle, katılabileceğim son BİHAT olacaktı. Ben de farmakognozi aileme kendi ailemle veda etmek istedim ve kızımla, eşimle, anne-babamla katıldığım ve sunuculuğunu üstlendiğim toplantıda herkesle farkettirmeden vedalaştım. Nereden bilirdim kızımı seven, onunla şakalaşan Mekin Hoca ile son kez görüştüğümüzü...

Bir BİHAT’ta karşılaşıp bir diğerinde vedalaştığım ulu çınar, huzurla uyu, bizlere, farmakognoziye, bilime ve eczacılığa kattığın herşey için binlerce kez teşekkürler, ruhun şad olsun...

Anısına en derin saygılarımla...

Mekin Hocanın hayat hikayesini okumak isteyenler için Prof. Dr. Ekrem Sezik Hocamın veda yazısı https://eczacininsesi.com/benim-acimdan-detay.php?id=24


1 Nisan 2021 Perşembe

Hekimler ve Eczacılar İçin Akılcı Fitoterapi


Evde kaldığımız pandemi günlerinde sıkıntıdan olmadık şeylerle uğraştık. Ama bir yandan da kendimize, keyif aldığımız hobilerimize ve yeni projelere başlamak için bolca vaktimiz oldu. İşte tam bu süreçte sevgili hocam Prof. Dr. Didem Deliorman Orhan’dan bir mesaj aldım. Konu; ikimizin de çok sevdiği, başucu kitabı olarak kullanıp tavsiye ettiği Rational Phytotheraphy: A Reference Guide for Physicians and Pharmacists kitabının Türkçe çevirisinin yayınlanmasıydı. Hocam çeviri editörü olarak birlikte çalışacağı ekibi oluşturdu. Census Kitabevi ile birlikte yürüttüğümüz bu projeye dahil olduğum için çok mutluyum. Eminim çeviri kurulunda görev alan tüm hocalarım ve arkadaşlarım da aynı fikirdedir.

Kitap; tıbbi bitkiler, bitkisel ilaçlar ve fitoterapiyi, merkezi sinir sistemi, sindirim sistemi, üriner sistem, kardiyovasküler sistem, solunum sistemi vb. konular özelinde irdeliyor.  Bir yandan da hastalıklara karşı daha dirençli olmanın yollarından bahsediyor. Kitapta, özellikle farmakolojik ve klinik olarak etkili olduğu bilinen, bazı önemli tıbbi bitkilerin dozları, uygulama yolları ve etkilerinden de bahsediliyor. Akılcı Fitoterapi aynı zamanda cilt problemleri, travma, romatizmal hastalıklar, jinekolojik sorunlar ve ağrı tedavisinde fitoterapinin önemine yer veren pratik uygulamaya yönelik kapsamlı bir kaynak.

Günümüzde fitoterapötiklerin yararları ve olası risklerini anlatan doğru ve güvenilir Türkçe kaynak sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor. Dünya çapında uzun yıllardır, pek çok bitkisel ürünün; farklı farmakolojik, klinik ve toksikolojik özelliklerine ilişkin çalışmalar yürütüldü ve halen devam eden birçok çalışma var. Bitkisel ilaçların güvenlik ve etkinliğini belirlemek için yapılan kontrollü klinik çalışmalar ve tüm bu çalışmalardan elde edilen dataların analiz edildiği meta analiz çalışmaları sağlık çalışanları için çok değerli bilgiler içeriyor. Kitapta bitkilerin etkilerinden bahsedilirken bu literatür çalışmalarından da bahsediliyor ve kaynaklar ayrıntılı olarak açıklanıyor.



Uzun süredir ara verdiğim blogumda alanımızda yayınlanmış kitaplar hakkında kısa tanıtım yazıları yazmayı istiyorum. Serinin ilk tanıtım yazısı kendi emeğim olan kitap üzerine olsun istedim. Herkese keyifli okumalar...


Basında Akılcı Fitoterapi:
https://www.winally.com/2020/

Celcus Kitabevi: https://www.celsuskitabevi.com/