3 Mayıs 2015 Pazar

Kozan Yolcusu Kalmasın

Uzun zamandır blogda kişisel yazılarım yerine kitap-haber gibi yazılar paylaştığımı fark ettim. Oysa baharın nazlanarak geldiği bu günlerde neredeyse her hafta sonumuzu yakın yerlere geziler yaparak değerlendiriyoruz.

Ama geçen hafta biraz daha uzaklara gittik. 23 Nisan tatilini de fırsat bilerek Kozan'da eşimin ailesini ziyaret ettik. Yolculuklar bizde evden çıktığımız an başlıyor. 


Yolda ilk durak tabii ki Ankara'nın Şereflikoçhisar ilçesi sınırlarında yer alan Tuz gölü idi. Yağmurlar sayesinde Tuz Gölü yazın görmeye alışık olduğumuz sınırından baya yükselmiş, tuz yığınları yerini tuz çökeleklerini görebileceğiniz göle bırakmıştı. Etrafta tuzcul endemikleri görür müyüz diye bakınırken sazlıklar gölün kenarını; papatyalar ve hardallar ise tarla kenarları süslemeye başlamıştı. Su kenarındaki dövüşken kuş ve cılıbıt aileleri ise bize güzel bir şov yaparak fotoğraflarını çekmemize imkan verdiler. 

Aksaray yakınlarında karlı zirvesiyle Hasan Dağı'nı gördük.


Aksaray ise ikinci mola noktamız oldu. Sonrasında Ankara-Mersin otobanı yerine eski karayolundan Toroslar'a doğru yönlendik. Aslında daha fazla bitki göreceğimizi ummuştuk ama havaların soğuk gitmesi Toroslar'ın güzellerini de etkilemiş. Yine de Niğde yakınlarında sık sık yol kenarında mola verip fotoğraf çektik. 


En ilginç gözlemimiz ise katran ardıcı (Juniperus oxycedrus) üzerinde yetişmiş bu garip canlı oldu. Sonradan öğrendik ki bu Gymnosporangium cinsinden bir mantarmış. Ardıçları ara konukçu olarak kullanıyor ve genelde meyve ağaçları üzerine yerleşip onları enfekte ederek dallarında bir yıl sonra tümörler oluşturuyormuş. (Ardıçlarda basidiyumların meydana getirdiği basidiosporlar hemen havaya karışır ve armut gibi meyvelerde ilk infeksiyonlarını yaparlar.) Gymnosporangium cinsi için Türkiye'de tanımlanmış 4-5 kadar tür varmış. 

 
Yukarıdaki fotoğraflar Niğde-Pozantı arası molalarda gördüğümüz birkaç bitkiye ait. Pozantı sonrası (Adana'ya 60 km kala) verdiğimiz molada ise çok daha renkli türlerle karşılaştık. 


Meşe altlarında orkide arayışımız Neottinea tridentata ile sonlandı (üst fotoğraf grubunda soldan ikinci bitki) :) Bu arada hava yavaş yavaş kararmaya başlamıştı, son noktada yarım saate yakın vakit geçirmişiz. Arabanın dörtlüleri bu süre boyunca yanık kaldığından arabaya bindiğimizde bir sürprizle karşılatık. Biten aküyü yol yardım sayesinde değiştirmemiz ise Kozan'a gece yarısı varmamıza sebep oldu. Maceralı başlayan gezi çok renkli ve eğlenceli geçti. Bir sonraki yazıda da Kozan anılarımdan bahsederim biraz...  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder