farmakognozi
19 Kasım 2025 Çarşamba
Bitkisel Ürünlerde Tağşişatı Engelleme Programı (Botanical Adulterants Prevention Program)
4 Temmuz 2024 Perşembe
Dr. Ecz. Metin Uyar İle Röportaj
Yağ Sahtekârlığına Dikkat!
Sarı kantaronda çok var
Doç. Dr. Ecz. Nilüfer Orhan “Tağşişat tüm bitkisel ürünlerde olabiliyor ama Türkiye’de özellikle uçucu ve sabit yağlarda çok ciddi bir sahtecilik var” diyor ve üreticilerin yağın fiyatını düşürmek için pahalı yağları ucuz yağlarla karıştırabildiğini söylüyor. Hatta bazen istenen yağ pazarlanan üründe hiç yer almayabiliyormuş bile. Örneğin ayçiçeğiyağının içerisine nane yağına kokusunu veren mentol maddesini ekleyip, bu yağ nane yağı diye satan firmalar varmış. “Kokladığınızda nane gibi kokuyor ama analiz ettiğinizde nane yağı olmadığını görüyoruz. Kara mürver ürünlerine mor pirinç veya mor havuç ekstreleri koyuyorlar” diyor.Sarı kantaron, gül, bergamot, tarçın, lavanta, oğulotu, nane, çay ağacı, tarçın, sandal ağacı, kekik ve çörekotu yağlarıyla zeytinyağı en çok sahtecilik yapılan ürünler. Öyle ki ucuz yağlara klorofil ekleyerek rengi yeşile döndürüp rafine edilmemiş zeytinyağı diye satılıyormuş. Bu sahtekârlık sonucu ürünler beklenen etkiyi vermiyor, halk doğal ürünlere olan inancını yitirip kimyasal alternatiflere yöneliyor.
Bir başka sorunsa içine farklı maddeler karıştırılan ürünlerin beklenmeyen yan etkilere yol açması... Orhan çörekotu yağına dair vakaları incelerken karşılaştığı örnekleri şöyle anlatıyor: “Çörekotu yağıyla tohumları karışan siyah tohumlu bir bitki (Agrostemma githago) var. Çörekotu diye onun tohumlarını yanlışlıkla toplayıp karıştırıyorlar. O karışan tohumlar, geçmişte ölümlere yol açmış. Hindistan’da çörekotu ve hardal yağları yemeklik yağ olarak kullanılıyor. 1998’de yine başka bir bitkinin tohumundan (Argemone mexicana) elde edilen yağla karışıyor. O yemeği yiyen 3 bin kişi hastalanıyor, çoğu çocuk 65 kişi ölüyor. Çok dikkatli olmak lazım.”
Hangi ürünlerini tercih etmeliyiz?
Gerçekle sahte ürünü ayırt etmenin zor olduğunu söyleyen Doç. Dr. Ecz. Nilüfer Orhan “Bu ayrımı gözle yapamazsınız, mutlaka analiz gerekir. Öte yandan bitkisel ilaçlarda reklam yasağı varken gıda takviyelerinde serbest. Bu nedenle içeriği daha az güvenilir bir ürün reklam etkisiyle tüketicinin zihninde kalabiliyor, daha güvenilir olduğu düşünülüyor. Oysa durum tam tersi olabiliyor. Bu nedenle tüketicilere ucuz ürünlere karşı dikkatli olmalarını tavsiye ediyorum” diyor ve şöyle devam ediyor:- Sabit ve uçucu yağları aktar yerine eczaneden alın.
- Üniversitelerle ortaklaşa ürün geliştiren, ürün analizleri üniversite laboratuvarlarında yapılan güvenilir markaları tercih edin.
- Bir ürünün bitkisel ilaç formu varsa onu alın. Çünkü bitkisel ilaçlar Sağlık Bakanlığı onaylıdır.
- Konseyin bitkisel ürünlerde tağşişat raporlarına ulaşmak internet sitesini inceleyebilirsiniz:
www.herbalgram.org/resources/botanical-adulterants-prevention-program
Baharatta da oluyor
Bitkisel ürünler uçucu ve sabit yağlarla sınırlı değil. Ve ne yazık ki baharatta, bitki ekstrelerinde ve diğer bitkisel ürünlerde de sahtecilik sıkça karşımıza çıkıyor. Doç. Dr. Ecz. Nilüfer Orhan analizlerde karşılaştıkları bazı örnekleri bizlerle paylaşıyor:29 Kasım 2021 Pazartesi
Mekin Tanker'e Veda
6 Kasım 2021 günü Türkiye, farmakognozi ve eczacılık camiasının en büyük isimlerinden birini kaybetti. Kıymetlı Hocamız Prof. Dr. Mekin Tanker covidle savaşında yenik düştü ve aramızdan ayrıldı.
Bundan altı yıl sonra, bu defa Mersin’deki 19. BİHAT’ta doktora çalışmamı sunduğumda; gülümseyen gözlerle onları salonda görmek yine çok güzeldi. Kongre sonrası ekskürsiyon, Kız Kalesi, Cennet Cehennem, Kanlı Divane gibi tarihi yerleri gezerken de otobüste de uzun uzun sohbet ettik. Yemekte Narlıkuyu’da bir balık restoranında aynı masada karşılıklı oturduk. O sofrada yemekten daha da güzel olan o muhabbetimizi, görüntü veya ses kaydı olarak kaydetmediğime hep üzülürüm. Fotoğraflar o anı bir kareye hapsediyor ama videolar sanki kaybettiğimiz kişileri yaşatıyor gibi, görüntü kayıtlarını izlediğimde sanki o kişi o an yaşıyor veya yanımdaymış gibi...
Öğrencisi olma şansına sahip olamadığım Mekin hocamız; alanımızda
bir duayen, iyi bir araştırmacı ve eğitimci olmanın yanında güler yüzlü, sakin
mizaçlı, nüktedan, hoş sohbet ve saygıdeğer bir beyefendiydi. Katıldığım her BİHAT’da
Nevin Hoca ve Mekin Hoca’yı en önde görmek, bana bu camiayi farmakognozi ailem
olarak hissettirmiştir hep. En büyüğünden en küçüğüne herkese hoşgörü ile yaklaşan,
eksikleri, yanlışları nazikçe anlatan, öğreten biri olarak hatırlıyorum Mekin Hoca’yı.
Keşke daha çok tanıma, daha çok sohbet etme, birlikte çalışma sansım da
olabilseydi.
Akademiye ve Türkiye’ye veda edeceğim belli olduğunda yıl 2018’di. Gazi Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Farmakognozi Anabilim Dalı, düzenleyeceği 23. BİHAT’ın hazırlıklarını sürdürüyordu. Bu belki de benim, Amerika’ya yerleşme kararım sebebiyle, katılabileceğim son BİHAT olacaktı. Ben de farmakognozi aileme kendi ailemle veda etmek istedim ve kızımla, eşimle, anne-babamla katıldığım ve sunuculuğunu üstlendiğim toplantıda herkesle farkettirmeden vedalaştım. Nereden bilirdim kızımı seven, onunla şakalaşan Mekin Hoca ile son kez görüştüğümüzü...
Bir BİHAT’ta karşılaşıp bir diğerinde vedalaştığım ulu çınar, huzurla uyu, bizlere, farmakognoziye, bilime ve eczacılığa kattığın herşey için binlerce kez teşekkürler, ruhun şad olsun...
Anısına en derin saygılarımla...
Mekin Hocanın hayat hikayesini okumak isteyenler için Prof. Dr. Ekrem Sezik Hocamın veda yazısı https://eczacininsesi.com/benim-acimdan-detay.php?id=24






